Societas Şehri'nin Lordu Lykias, 1.75 boyunda, orta irilikte, ve altın sarısı saçlarıyla dikkat çeken bir adamdı. Şehrin refahı ve zenginliği için tüccarlarla sıkı ilişkiler kuran Lykias, bazen bu yakınlık sebebiyle halkıyla arasının açıldığını fark ederdi. Ancak, o, Societas Şehri'nin Lordu olarak, şehrin birliğini ve refahını korumak için demir bir yumrukla liderlik ediyordu.

Babasının vefatı, Lykias'ı derinden sarsmıştı. Ancak, onun güçlü iradesi ve liderlik vasıfları, halkıyla birlikte babasının anısını yaşatma kararlılığına dönüşmüştü. Kilisenin yanındaki mezarlıkta düzenlenen görkemli anma töreni, şehrin halkının büyük bir katılımıyla gerçekleşti. Lykias, babasının mirasını yaşatmak için her detayı titizlikle planlamıştı.

Tören sırasında, halkın gözlerinden dökülen gözyaşları, Lykias'ın babasına olan sevgi ve saygısını bir kez daha gösteriyordu. Societas Şehri'nin Lordu, bu duygusal anlarda bile sağlam duruşunu koruyor, halkına güç ve cesaret veriyordu.

Lykias, aynı zamanda bir sanatseverdi. Şehrin manzarasını izleyip ilham alır ve resimlerini bu doğal güzelliklerden esinlenerek çizerdi. Resim yapmak, onun için sadece bir hobiden ibaret değil, aynı zamanda ruhunu dinlendiren bir aktiviteydi. Törenin ardından, Lykias, şehrinin çeşitli noktalarından manzaraları resmetti, babasının hatırasını yaşatmak için yapılan bu törenin izlerini tuvallere aktardı.

Ve o günden sonra, Societas Şehri'nin halkı, Lord Lykias'ın hem bir lider olarak hem de bir sanatçı olarak değerini daha da fazla takdir etti. Onun adaleti ve cesareti, şehri bir arada tutarken, resimleri de şehrin güzelliklerini sonsuza dek yaşatacaktı.